20 Ocak’ta kaleme aldığım köşe yazımda dile getirdiğim, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminde yerel seçimlerde 1’inci olan parti, artık tek başına bir güç değil” sözünün doğruluğuna, bu sefer Aksu Belediye Meclisi’nin Şubat ayı oturumunda da tanık olduk.
Konumuza geçmeden önce isterseniz Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi’nin Ocak ayı oturumunda yaşananlara kısa bir şekilde değinelim. Daha önce kulislerde konuşulmuştu, Millet ittifakının bileşenleri olan CHP ve İYİ Parti arasında bir krizin yaşandığı. Ve bu kriz Büyükşehir Meclisi’nin Ocak ayı oturumunda tam anlamıyla damgasını vurdu. O mecliste, Millet İttifakı’nın diğer ortağı olan İYİ Parti, CHP’yi yalnız bırakmasından dolayı, imar planı revizyonu gündem maddelerinin birçoğu kabul görmedi.
Oysaki 107 sandalyesi bulunan Antalya Büyükşehir Meclisi’nde, CHP 37 sandalyeyi elinde bulunduruyordu. Yani diğer partilere nazaran, CHP sayı çoğunluğu elinde bulundurmasına rağmen, gündeme getirdiği maddelerin birçoğunu geçiremedi. Yazıda bu aritmetik ile ilgili çok sayıda örnek vermiştim. Bu yüzden fazlada detaya girmeden, esas konumuz olan Aksu Belediye meclisinde cereyan eden tabloya geçeceğim.
Burada da Antalya Kadastro Müdürlüğü, Aksu’nun Boztepe ve Cumhuriyet mahalleriyle ilgili, Aksu Belediyesi’nden bilirkişiler talep etmiş ve taleple ilgili parti gruplarının önerdiği isimler, oylamaya sunuldu. 31 Mart yerel seçimlerinden sonra ki her mecliste, Cumhur İttifakının bileşenleri olan AK Parti ve MHP’nin ortak bir şekilde hareket etmesine alışık olmamızdan dolayı, bu seferde ortak bir şekilde adım atmalarını bekledik. Ama bu sefer böyle olmadı.
AK Parti’nin her iki mahalle için önerdiği isimlerin dışında MHP farklı bir liste sundu. Sunduğu liste, İYİ Parti’nin listesi doğrultusundaydı. AK Parti grubunda şok etkisi yaratan bu durumda merak edilen oylamanın nasıl çıkacağıydı.
Çünkü MHP’nin önerdiği isimler kabul görülmüş olsaydı, bu durum, MHP’nin AK Parti’ye vereceği büyük bir mesaj olarak algılanmasına neden olacaktı. Her ne kadar MHP grubu, atılan bu adımı bir mesaj olarak ifade etmiyorsa da, İlçe Başkanı Ahmet Bulut, bu adımı “Kimseyle ters düştüğümüz bir durum yok. MHP olarak kendimize göre izlediğimiz bir yol var. Bu yolda milletimizin sesini dinleriz. Bilirkişilerle ilgili muhtarları aradık” olarak yorumluyorsa da, önerilen liste kabul görülmüş olsaydı, MHP çok büyük bir kozu elinde bulunduracaktı.
Talepleri konusunda AK Parti’ye, “Bakın bizi hafife almayın. Desteğimizi çektiğimiz zaman önereceğiniz hiçbir gündem maddesini mecliste geçirmezsiniz. Bizde burada bir gücüz” şeklinde haklı ifadelerde bulunacaklardı.
Ama o mecliste DSP grubu büyük bir kilit pozisyonunda oldu. 5 üyesi bulunan MHP grubu, 6 üyesi olan İYİ Parti grubu ile 2 üyesi olan CHP grubunun desteğini alarak toplamda 13 karşıt oya ulaşmasına rağmen, 9 üyeli AK Parti grubuna, 4 üyesi bulunan DSP grubu destek vermesiyle eşitlik sağlandı. Açık oylamalarda Belediye Başkanı’nın oyu 2 oya tekabül etmesinden dolayı, AK Parti grubunun önerdiği liste, kabul görülmüş oldu. Böylelikle MHP’nin iyi niyetli veya planlı olarak attığı adım hedefe ulaşmadı.
Bu tabloda gösteriyor ki, başta da belirttiğimiz gibi yeni sitemde hiçbir partinin başlı başına bir güç olmadığı. Aksu Meclisi’nde ki tabloda ortada. Mecliste en büyük sayı çoğunluğunu elinde bulunduran AK Parti, şayet DSP grubunun desteğini almamış olsaydı, önerdiği liste kabul görülmeyecekti. Bu da demek oluyor ki, mevcut Belediye başkanları artık klasik partili başkan mantığı bir tarafa bırakıp, toplumun başkanı oldukları gerçeğinin farkına varmalılar. Aksi taktirde meclislerde daha çok krizler ve mesajları görürüz.