Geçen hafta bu kadarına da pes dedirtecek bir iddia ortaya atıldı. İddiaya göre mülkiyetin çoğunluğu vatandaşlara ait olan 250 dönüm arazi üzerinde yapılması planlanan Galericiler sitesiyle ilgili Ankara merkezli iki firmayla, Aksu Belediyesi adına Başkan Yardımcısı Yusuf Koçyiğit’in 5 Ocak 2018 tarihinde bir teknik şartname imzalandığı ifade edildi.
Başta şaka gibi gelen bu iddia bizleri oldukça meraklandırdı. Birçok görüşmeler yaptık. Konunun muhatapları, ayrıca iddiayı ortaya atan kişiler ile beraber, bize teknik anlamda ışık tutacak birçok uzmanlarla iki gün boyunca saatlerce görüştük. Bu uzmanların içerisinde, belediye yasasını çok iyi bilen avukatlar ve yılların deneyimine sahip belediye bürokratları yer aldı. Ortaya çıkan söylemler tamamıyla bir facianın göstergesi niteliğindeydi. Nerdeyse beynimiz durma noktasına geldi. Tek çıkışı Pazar günü saat 12.34’te Aksu Belediye Başkanı Halil Şahin’i aramakla bulduk.
Sayın Şahin, sözleşmeden haberdar olduğunun altını çizerek, sözleşmeyle bir alakalarının olmadığını ifade etti. Yani ortalığı bulandırmaya çalışan bazı çevrelerin, belediye bürokratının adı karıştırılarak sahtekârlığa yeltendiğini ifade etmeye çalıştı. Ayrıca Şahin, mevcut alanın mülkiyet sorununun olduğuna vurgu yaparak, “Bu alanın bizle ilgisi yok. Tüm bu sorunlar çözülmeden, ben dahil hiç kimsenin böyle bir sözleşme yapma yetkisi yok” açıklamasında bulundu.
Bu açıklamalar karşısında haliyle akla gelen ilk soru, “Ortada çok ciddi bir iddia var. Maden sözleşmenin bahsi geçen bürokratla alakası yok. Onun adına sahte bir evrak düzenleniyor. Gerekli yasal mercilere her hangi bir suç duyurusu yapıldı mı?”
İşte bu soruyu Sayın Şahin’e sorduk. Verilen yanıt, kocaman bir “Hayır” idi.
Oysaki ortada bir evrak mevcut. Evrakta Aksu Belediye Başkan Yardımcısı Yusuf Koçyiğit’in adı geçiyor. Kendi adına hazırlanmış bir kaşe ile imza mevcut. Bu belgeler elimiz de mevcut. Şayet bu evrak sahte ise neden suç duyurusunda bulunulmuyor.
“Evrak sahtedir” denilerek, geçiştirmeyle bu ciddi iddiaların altından kalkılmaz. Ortada devletin bir birimi olan Belediye’nin ve bir bürokratın adı kullanılarak, sahte evrak düzenlenmişse, amir olmasından dolayı Başkan Halil Şahin ile konunun muhatabı Başkan Yardımcısı Yusuf Koçyiğit, oluşturulacak kötü algıyı ortadan kaldırma adına ivedilikle suç duyurusunda bulunmalı. Aksi halde bu iddiaların doğruluğunun göstergesi olacaktır.
Ayrıca buradan Aksu Belediye Başkan Yardımcısı Yusuf Koçyiğit’e de bir çift söz söylemek isterim. “Senin adın kullanılmadığı halde, eski başkan İsa Yıldırım’ın ortaya attığı bir iddiayı üzerine alınarak, beni telefonla arayıp tehditkâr söylemlerde bulundun. 85 yaşındaki anneme küfür ettin. -İlk okul çocuğu bile bu haberi okursa, ben olduğunu anlar dedin. Maden bu evrak sahte ise, o halde bu sefer evrakta senin adın, kaşe ve imzan açık ve aleni bir şekilde görülüyor. Yani Başkan Halil Şahin’in deyimiyle, birileri seni karalama adına kumpas kurmaya çalışıyor. Hadi o zaman suç duyurusunda bulun, senin yüreğini ve erkekliğini takdir edelim. Ha bu arada eğer bize bir görev düşerse, bu sahtekârlığın ve kumpasın çözülmesi için, bilgi ve belge anlamında her türlü desteği vermeye hazırız. İddiaların muhatabı ile Ankara’dan bize ulaştırılan belgeleri, sırf adınıza leke gelmesin diye mahkeme de delil olarak vermeye hazırız”
Aksi halde bu durum kamuoyu vicdanında hep bir yolsuzluk belgesi olarak kalacaktır. Bunu çözecek ve aydınlığa kavuşturacak olanda Yüce Türk Yargısının saygıdeğer Cumhuriyet Savcıları olacaktır. Çünkü ortaya atılan iddialar çok vahim.
Sözleşmenin 34’üncü maddesinde; İş bu yapım sözleşmesi K.İ.K’na tabi olmayıp, 34 madde ve 15 sayfadan ibaret olup taraflarca mutabık kalınarak imzalanmıştır” ibaresi kullanılmaktadır. Bu maddeden de anlaşıldığı gibi, gerçekleşen herhangi bir ihale yok.
Uzmanların deyimiyle belediye kanunlarının hiçbir mevzuatında yapım işinin tek sözleşmeye tabi kalınarak yapılacağına dair bir madde yok. Kaldı ki bu alanın hak sahiplerinin çoğu vatandaşlardan oluşuyor. Belediye olarak vatandaşların adına kayıtlı olan bir alanla ilgili, tasarrufta bulunmak için, öncelikle hak sahipleriyle bir anlaşmaya gidilmesi lazım. Ya kiralama yolu seçilmeli, ya da kamulaştırma yapılmalı. Yani o arazinin genel olarak sorunsuz hale gelmesi lazım. Mülkiyet sorunu çözüldüğünde, o alanla ilgili ihale ilanının verilip belirtilen gün ve saatte katılımcı firmalara ihale edilmesi gerekir. Daha sonra ihaleyi kazanan firma davet edilerek, sözleşme imzalamalı. Yol yordam bunu gerektirir. Kaldı ki Aksu Belediye Başkanı Halil Şahin, alanın kendi tasarruflarında olmadığının altını çizerek, ihale etme yetkilerinin de olmadığını ifade ediyor. Ayrıca o alanda hazineye ait araziler var iken, gerekli izinler alınmadan, yüklenici firmalarla nasıl böyle bir sözleşme taslağı hazırlanır?
Yine başka bir detay ise, 15 milyon TL’lik avans mevzusu. Sözleşmenin 15’inci sayfasının 33’üncü maddesinde, yüklenici firma tarafından iş programı idareye, yani belediyeye verildikten sonra, yüklenicinin vereceği avans teminat mektubu karşılığında yüklenici firmaya 15 milyon TL ödenir” şeklinde bir ifade mevcut.
Burada merak ettiğim konu ise, yerel seçimlere 11 ay kalmış. Belediye ekonomik sıkıntı içerisinde. İdare 5 milyon TL kredi almak için çalmadık kapı bırakmıyor. Personel maaşı ödenemez haldeyken, bugün başlasa bile sözleşmede 36 ay sonra biteceği ifade edilen bir çalışma için neden “15 milyon TL avans verilir” ibaresi kullanılır. Ayrıca bu çalışma belediyenin olmazsa olmazı da değil. Bunun tek bir anlamı vardır, burada herhangi bir kamu menfaati yoktur.
Başkan Sayın Halil Şahin’in dediği gibi, ortada ki sözleşme sahte bir sözleşmeyse, bu tür algıların oluşmaması için, bir an evvel bu sahte sözleşmeyi kaleme alanlarla ilgili suç duyurusunda bulunulmalı. Başta da dediğim gibi suçluların ortaya çıkması için kurum olarak üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız.
BİROL 7 Yıl Önce
bu konu nekadar gerkcektır yada yanlıştır bilgi alabilirmiyiz cünkü cogunluk hıssemız olan bızım kendı yerımıze bu proje yapılacak tesekkurler