Bir zamanlar 2 kardeş varmış büyüğü büyük geniş bir çiftliğin sahibi ve köy ağasıdır. O kadar çok zenginmiş ki bu zenginliği başka yerlerde konuşuluyormuş. Küçüğü ise abisinin yanında çiftlik işinde çalışır tabi karın tokluğu ile. Bu kardeş havanın olumsuz şartlarına aldırmadan soğuk sıcak demeden tüm işleri yolluna çevirmek için gayret verirmiş.
Sıcak bir yaz gününde bu küçük kardeş son derece halsiz ve yorgun düşmüş bir ağaç gölgesinde uyuya kalmıştır. Aradan fazla geçmeden büyük kardeş ayağındaki büyük botlarla tekmeler gibi kalk iş zamanı uyunur mu diyerek bedava ekmek yok der ve kendisini uyandırır.
Küçük kardeş neler olduğunu anlamadan etrafına bakınır ve karşısında dikilen abisini görür abisine "beni neden uyandırdın çok güzel rüya görüyordum rüyamda çok büyük bir çiftliğim hayvanlarım ,atlarım ucu görünmeyen tarlalarım ve altımda çalışan çok sayıda işçim, araçlarım ve saymadığım çok mala sahiptim. O denli güzel bir rüyaydı. Uyandırmasaydın da az daha bunun keyfini çıkarsaydım." der abisine.
Abisi kötü kötü sırıtarak "sen bu saydığın şeyleri ancak rüyanda görürsün fakat bak ben bu saydıklarına şimdi sahibim ve aralarında yüzüyorum." der. Küçük kardeş dalan gözleriyle abisine bakar ve dudaklarından şu sözler çıkar.
"Abi biliyor musun ikimizde rüya görüyoruz aslında; sadece fark, benim rüya gözlerimi açtığımda bitiyor senin rüyan gözlerini yumunca bitecektir."
Özlü sözler Bazen insanlar da ikiye ayrılır; Yanınızdakiler, aklınızdakiler. Marlynn Longston İnsanlar seninle konuşmayı bıraktığında, arkandan konuşmaya başlarlar. Pablo Neruda Garip değil mi? Yüzüne gülecek kadar dost sandığın kişiler, aslında arkandan konuşacak kadar yüzsüzler. Sigmund Freud Fırtınanın şiddeti ne olursa olsun Martı sevdiği denizden asla vazgeçmez. Albert Camus
Kardeşlik Öyküsü
Paylaş