Haftanın Hikâyesi Kral Nemrut, İbrahim Peygamber’in ateşte yakılması emrini verdikten sonra açıklık bir yere büyük bir odun yığını kurdurmuş. Sonra vermişler odunları ateşe. Alevler o kadar yükselmiş ki bulutların tutuşacağını sanmış çocuklar. Bütün hayvanlar da korkup kaçmışlar.
Askerler, İbrahim Peygamber’i mancınıkla ateşin tam orta yerine atacaklarmış. Atacaklarmış ki Nemrut’un ne güçlü bir kral olduğunu görülsün, anlaşılsın, bir daha ona karşı gelmesin hiçimseler.
Bu sırada bir karınca ağzında küçücük bir damla su ile koşa koşa ateşe doğru gidiyormuş. Hem de boyu göklere varan cehennem ateşine doğru. Gökte uçan ve gagasında ateşe atmak üzere bir dal parçası taşıyan bir karga onun bu telaşını görüp sormuş hemen; "Bu acelen nedir karınca, nereye böyle?" Ağzında bir damla su taşıyan karınca o bir damlayı ellerinin arasına alıp; "Duymadın mı?" demiş. "Nemrut, İbrahim Peygamber’i ateşe atacakmış. Ben de o ateşi söndürme çapasıyla su götürüyorum. Bu sözleri duyan karga kendini tutamayarak kahkahalara boğulmuş. Sonra karga sormuş "Peki karınca, sen şu ateşe dönüp baktın mı hiç? Ne kadar büyük. Senin bir damla suyun ona ne yapabilir ki?". Su taşıyan karınca; "Olsun" demiş. "Hiç olmazsa safım belli olur!"
Haftanın Sözü
“Bir aptal utanacağı bir şey yaptığında, yaptığı şeyin mutlaka görevi olduğunu iddia eder.” George Bernard Shaw
Safım Belli Olur
Paylaş