Son zamanlarda Aksu’da yeni eğilim, gazete ofisi açmak…
Gazete kurmak değil, gazete ofisi açmak…
Bu yıl bu moda sanırım…
Mantar gibi gazete ofisi üredi…
Gazete ofisi açanların, bu sektörle uzaktan yakından ilgisi olsa, garipsemeyeceğim.
Çiğ köftecisinden tut, barmenine…
Nakliyecisinden tut, emlakçısına kadar…
Sezen Aksu’nun şarkısında olduğu gibi; Simitçi, kahveci, gazozcu şinanay da yavrum şina şinanay…
Yıllarını bu mesleğe vermiş, dirsek çürütmüş gazeteciler; bu işi yapıyor, yazıyor, çiziyor, deneyimlerini sergiliyor, bu garibanlar da onlara bir heves gazete ofisi açıyor.
Sonra ne mi oluyor? Sonrası patır patır dökülüyor…
3 kuruş kazanacağım derken, eldeki 5 kuruştan da oluyor…
Gazete ofisi açarak, basın dünyasında söz sahibi olacaklarını düşünüyorlar, birkaç önü ardı belli olmayan yazılarla mesajlar göndereceklerini düşünüyorlar.
Şöhret güzel de bedeli ağır…
Bu hayaller mevcut işini de elinden söküp alıyor…
Taşıma suyuyla değirmen dönmüyor, öyle gazete ofisi açmayla “gazeteci” olunmuyor…
Yıllarını bu işe vermiş insanlara saygı duyunuz…
Ofis açıp paracıklarınızı tüketeceğinize, mevcut adam gibi, “gazeteci olarak işini yapan” gazetelere destek olunuz…
Onlar sizin sesinizi her yere duyurur, derdinize merhem olur, merak buyurmayın.
Vatandaş, asıl dururken taklitte rağbet göstermez bunu da biliniz. Tarihte bunun örnekleri yaşandı.
Dost acı söyler, benim naçizane düşüncem bunlar...
Siz yine de akıl verenlerle değil, kendi aklınızla hareket ediniz.
Saygılarımla,
Haftanın Sözü
Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri varsa, o yerde güneş batıyor demektir.
KONFÜÇYÜS
Şöhret güzel de bedeli ağır
Paylaş