Sulak Köyü Ağasının kızı Melahat Pakır, bu haftaki konuğumuz. Yıllar önce Manavgat’tan Aksu’nun Sulak Köyüne büyük dedesi Atatürk tarafından bu bölgeye Hatip olarak atanmış ve burada yaşayan Rumların bu topraklardan çıkarılmasıyla ilk ayak basan Türk ailesi. Büyük dedeler bu köyün ilk kurucuları ve sonrasında Melahat Teyzenin babasının devam ettirdiği köy ağalığı yıllarca devam etmiş. Bin dönüm arazinin sahibi bir ailenin üç kızından biri. Şimdi ki solak mahallesinin sulak köyü olarak bilinmesinin sebebi suyun bol olduğu bir bölge olmasından adını alıyor.
Aile; geniş, eğitimli ve başarılı. Melahat Teyzemizin halasının kocası, Adnan Menderes’in ilk Milletvekili Akif Sarıoğlu. Melahat Teyzemizin neredeyse tanımadığı siyasetçi ve bürokrat yok. Köyün ileri gelen ailesi olma özelliğini yaşatan Melahat Pakır, şu an bile 83 yaşına rağmen dimdik ayakta ve muazzam bir hafızaya sahip. Buraya gelen siyasiler önce Melahat Teyzemizin evine uğruyor, ziyaret ediyor, elini öpüyor ve hayır dualarını alıyor.
Aksu’da sağlıklı ve çok keyifli bir yaşam sürmekte olan 7 çocuk biri vefat etmiş, 12 torun sahibi Melahat Teyzemizi ziyaret ettik, bizi kapıda güler yüzüyle karşılayan teyzemizin yaşanmışlıklarına geri döndük. Ağa kızı Melahat teyzemizin onurlu, mütevazi ve sevgi dolu hayatını satırlarımıza taşıdık. Bakalım neler anlatmış Melahat Teyzemiz;
1935 yılında Solak o zamanki adı (Sulak Köyü)’de dünyaya geldim. Güzel bir çocukluk geçirdim. Üç kız, biri erkek dört kardeştik. Babam Köyün Ağası Fevzi Söyler, Annemin adı da Gülsüm Söyler. Yıllar önce Manavgat’tan büyük dedemin Mustafa Kemal Atatürk tarafından, bu köye, Hatip olarak atanmasıyla yerleşmişiz. Yaşadığımız yer Rum Köyüymüş. Atatürk’ün, Rumları buradan sürmesiyle buraya ilk olarak bizim ailemizi yerleştirmiş. Bin dönüm arazinin sahibi benim ailem.
Davulum gelmiş de bilmem bu davul kimin diye sormuşum…
Melahat teyzeye çocukluğunuz nasıl geçti diye sorduk... ‘Davulum gelmiş de bilemedim bu davul kimin diye sordum’ diyor. Ve ardından gülümseyerek anlatıyor; Ben çocukluğumu daha yaşamadan evlendirdiler. İlkokul öğrencisiyim, davulum çalınıyor, beni gelin götürecekler. Çocuğum daha 13 yaşındayım. Düğünümü yaptılar. Daha ilkokuldayım, her eşyamı almışlar, evimi kurmuşlar. Çocuk yaşta evlendim. Evlendikten sonra ilkokul diplomamı aldım. 15 yaşında ilk çocuğum kucağımdaydı.
Gelin geldiğim aile çok nüfuslu bir aileydi…
Melahat Teyze 13 Yaşında Ali Pakır’la evleniyor. Ağa kızı olmasına rağmen ve hiç yokluk çekmemesine rağmen son derece mütevazı bir insan. ‘Kocamın ailesi çok iyi bir aileydi’ diyor. ‘Çok nüfuslu bir aile yıllarca sevgi ve saygı içerisinde yaşadık. Birbirimizi hiç kırmadık. Kocamdan hiç incinmedim.
Babam Köyün ağasıydı ama biz bunu hiçbir zaman dile getirmedik…
Baba evinde varlık içerisinde büyümüş, dönümlerce arazisi olan, yüzlerce çalışanı, şoförü ve terzisi olan bir aileden gelmeme rağmen bunu hiçbir yerde hiç kimseye yansıtmadım. Babam onca arazinin sahibi olmasına rağmen, hiçbir zaman her şeyi kendisine mülk edinmedi. Babam o kadar araziye köyde yaşayan insanları da ortak etti. Babam köyün ağasıydı ama bize her zaman mütevazi olmayı öğretti.
1964 yılında Antalya’da taksiler çıktı…
Antalya’ya sık sık gider gelirdik. Çocukluğumda hatırlıyorum, babamın şoförleri bizi Antalya’ya götürürdü. Orada akrabalarımız vardı. O zamanlar elektrik yok, her iş kömürle yapılıyordu. Ocaklar kömürle yakılıyordu. Sucular mahalle mahalle su satarlardı. Evlerde büyük küpler olurdu, insanlar su alır küpleri doldururlardı. 1964 yılında Antalya’da taksiler çıktı.
Şimdi insanlar sabırsız…
Biz, kendi zamanımızda her işimizi sabırla, sevgiyle ve emek vererek yapardık. Benim babam geniş arazilerin sahibi olmasına rağmen çok çalışırdı. Kendisi çiftçiliğinin yanı sıra Antbirlik’in kurucularındandır. Eşim Ali Pakır, çiftçi ve çok çalışan bir insandı. Erkeklerimiz dışarda biz kadınlar evimizde çalıştık. Şimdi gençler sabırsız, her şey bir an önce olsun istiyorlar. Emek, zaman ve sabır her başarının en büyük sırrı. Gençlerimize önerim ne olursanız olun ama sabırlı ve çalışkan olun diyorum.
Gençlere önerileriyle son sözü söyleyen Melahat teyzemizle keyifli bir söyleşi yaptık. Bizi evinde ağırladı, hafta sonu olduğu için eve gelen çocukları ve torunlarıyla tek tek tanıştırdı. Bizde hep beraber bir aile fotoğrafı alarak ve dualarıyla Melahat Teyzemizin evinden ayrıldık.
Evet, bu hafta Melahat Söyler Pakır hanımefendiyi tanıdık. 83 yaşında yıllara meydan okuyan, dimdik ayakta, güçlü hafızası ve mütevazi kişiliğiyle topluma rol model bir insan. Yokluk ve kıtlık çekmemiş Köyün Ağasının kızı olarak dünyaya gelmiş, okuryazar, küçük yaşta evlendirilmiş, sevgi ve saygı dolu yuvalarını yıllarca yaşatmış bir insan. Eşi Ali Pakır yıllar önce vefat etmiş. Ama Melahat Teyze hatırasına çok saygılı. Melahat Teyzemize nice güzel yaşlar diliyoruz. Önümüzdeki hafta yine yaşadıkları ile yaşama iz bırakan bir insanı bu sayfalara taşıyacağız.
İyi haftalar diliyorum.