Güzel ülkemin güzel yörelerinden Ürgüp, Göreme, Uçhisar kısaca genel adıyla Kapadokya. Geçtiğimiz hafta Nevşehir’in, Ürgüp ilçesine ziyaret gerçekleştirdim. Hava soğuk ve az da yağmur olmasına rağmen her şey çok güzel geçti.
Ürgüp’ün o meşhur taş evlerinden birinde kaldık. Öyle ki bir taş ev alıyormuşsunuz Ürgüp’ten, ev iki odaysa bir de bakıyorsunuz başka odalar çıkıyor ve bir anda eviniz beş odalı oluyor. Yani oradakilerin deyimiyle evler oda doğuruyor. Bunun da sebebi o bölgede yer altı şehrinin olmasından kaynaklanıyor. Yüzyıllar önce bölgede yaşayan Rumlar, her şeyi evlerinde muhafaza ettikleri için taşları oyarak kendilerine şarap mahzenleri, hamam, gıda saklama yerleri yapmışlar. Ev sahipleri değişik mimarisi ve aradan geçen onca zaman içinde kapanan odalara, evde çalışma yaparken ulaştıklarını söylüyorlar.
Bölge de bulunan taş evler düzenlenip çok odalı otele çevrilirken, mübadele de bölgeyi terk etmek zorunda kalan Rumlardan kalan bu evler de inşa edilerek, turizme kazandırılmaya devam ediyor. Turizmin ilerlemesine ve yaygınlaşmasına rağmen, doğal ortamlar korunmuş ve en güzel yerler de sit alanı ilan edilerek güvercinlere yuva olarak bırakılmış.
Her bir evin ayrı bir hikayesi var diyebilirim. Bizim kaldığımız ev tamamen taş ve 200 yıllık bir Rum eviydi. Şöminenin hemen üzerinde ki mozaikten yapılmış Meryem Ana mozaiği, ilk gün ki güzelliğini koruyordu. Rumlar, dinlerini evlerinin her yanına kazımışlar.
Doğanın güzelliği evlerinin güzelliğiyle bütünleşmiş. Doğaya zarar vermeden, beton ve çimento kullanmadan dağlar oyulmuş evler yapılmış burada.
Peri bacaları, vadileri, balon turları, gün batımı ve gün doğumu, şarabı, testi kebabı ve daha sayamadığım bir çok yönüyle ünlü Kapadokya, dünyanın en güzel yeri. Bölgede Kaymaklı yer altı şehrinin sadece yüzde 5’lik kısmı açılmış. Kim bilir geri kalan yüzde 95’lik alanında neler var neler! Savaşlar ve salgın hastalıklara karşı zamanında insanlar yer altı şehri yaptıkları söyleniyor ve herhangi bir tehlikede kapılarını kapattıkları. O şehri görünce aklıma şu an yaşadığımız Pandemi dönemi geldi. Şu pandemi döneminde nasıl işe yarayacak bir sistem olurdu.
Ürgüp’te gezerken Tık Tık Kadın Emeği Derneği’nin işletmesiyle karşılaştım. Kapısını çaldık. İçeri girdik. Nasıl güzel bir yer. İçeride tertemiz ve mesafeli bir çalışma yapılıyor. Hanımlar mantı sıkıyor ve hamur açıyorlar. Her yer pırıl pırıl. Burada ev hanımları emekleri ve becerileriyle birbirinden güzel yöresel yemekler yaparak, aile bütçelerine katkı da bulunuyorlar. Dernekte, buradan elde ettiği geliri, üniversite de okuyan kız çocuklarına burs olarak veriyor. Giderseniz etli yaprak sarması, minik minik sıkılmış mantıları, salçası, turşusu, hamursuz böreği, un helvaları, doğal pekmezden helvası daha sayamadığım bir sürü lezzeti tatmanızı isterim.
Yine Ürgüp’te devasa bir alana yapılmakta olan sera inşaatına dikkat çektim. Düz ve ucu bucağı görülmeyen arazinin üzerine belki 500 dönüm civarında bir sera yapılıyor. Hemen karşısında Kızılırmak’ın olması tamamen bir avantaj. Sahibine ulaşamadım ama çok iyi bir yatırım olduğu her haliyle göz önündeydi. Buradan Aksu’da sera anahtar teslimi yapan firmalara sesleniyorum, yeni adresiniz Ürgüp olabilir.
Geziden geriye bunlar kaldı. Paylaşmak istedim. Kapadokya bölgesine üniversite de okurken gitmiştim. O günlerden bu zamana kadar çok daha güzelleşmiş bunu fark ettim. Doğa aynı ve yapılaşma doğaya saygılı. Nasip olursa tekrar tekrar gideceğim.
İyi haftalar diliyorum,