Sağlıkçı bir komşum var. Kendisi Antalya’da pandemi hastanesinde yoğun bakımda görev yapıyor. Geçtiğimiz hafta uzun süreden beri bir hafta izin verildi kendisine. Daha izni başlamadan, iptal oldu. Pazartesi göreve devam edecek.
Çalışmasına şahidim. Pandemi süreci başladığı günden bu yana, o kadar yoğun tempoda görev yaptı ki!
Uzun zaman görüşemedik. Evden işe, işten eve geldi gitti. Kimseyle temas kurmadan...
Kim bilir ne korkular yaşadı o süreçte. Ya bugün pozitifsem diye!
Kimse evinden çıkamazken, onlar bilinmeyen ölümcül bir virüsün ortasında buldular kendilerini. Komşularıma geçer diye yorgun, argın merdiven tırmandılar. Asansöre binmediler.
Sonra yasaklar biraz kalkınca ara ara görüşmeye başladık. Maskeli ve mesafeli. İşiyle ilgili ahlaki olarak tabi ki bilgiler alamadım ondan. Sadece gidişatla ilgili herkesin bildiği konuşmalarımız oldu.
Yüzünde, yüreğinde hep bir endişeyle işe gidip geliyor bu insanlar. Ara sıra yapılan testlerinin negatif çıkması onlara dünyaları bağışlıyor. Derdi kendi canları değil! Derdi bana bir şey olursa hastalarımıza kim bakar? Derdi senin canın, benim canım...
Bu kadar insanın sorumluluğunu üzerine almış bu insanlar. Yüzünde derin maske izleriyle, yüreğinde pozitif olma korkularıyla hastalara şifa olmaya çalışarak.
24 saat iki maskeyi hiç çıkarmadan, dinlenirken bile takalım bakalım ne olacak? Sadece bir defa deneyelim bunu.
On dakika da sıkılıp atıyoruz.
Bu insanlar bu kadar fedakarlık yaparken, bize ne oluyor bilmiyorum. Ekonomi bir şekilde ayakta kalıyor. Aynı mağazanın içinden değil, internetten alışverişler devam ediyor. Devlet kısa çalışma ödeneğini uzattı. Markete, bakkala ihtiyaçlarımızı karşılamak için gidip geliyoruz. Bu kadarı yetmiyor mu?
Yetmiyor!
Hiç bir zaman olmadığı kadar, insanlar dışarda... AVM lerde... Sokakta... Parklarda... Kısacası her yerde, sanki nüfusumuz bir anda iki misli arttı.
Bu yıl tatil yapmasak ne kaybederdik?
Dikkat ediyorum! Diyoruz.
Nasıl?
Görünmeyen bir virüse karşı nasıl dikkat ediyoruz!
Ben komşumdan biliyorum. Gencecik bir insan. Onunda hayalleri var, umutları, ailesi, sevdikleri...
Ülkemizde canla başla mücadele eden sağlıkçılara; yaptıkları işlere azıcık saygımız, yüreğimizde birazcık merhamet varsa, cadde ve sokakları doldurmak yerine, evlerimizde oturalım.
Bu yıl bir defa denize girebildim. İnanın çok bir şey kaybetmedim.
Benim komşum ayağını suya sokmadı.
Onlar bizim için sadece zamanlarını, emeklerini, enerjilerini değil...
Canlarını ortaya koyuyorlar!
Çünkü bu savaşta bir can, diğer canla kurtarılıyor!
Ya Bugün Pozitifsem!
Paylaş